Ağrı (Algolojik) Enjeksiyonlar

AĞRI
Ağrı tedavisinde hangi yöntemi kullanacağımıza karar vermeden önce  Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon uzman hekimimiz tarafından değerlendirilirsiniz. Ağrıya yol açan hastalık tespit edildikten sonra sizin için en uygun tedavi doktorunuz tarafından belirlenecektir. 

Peki bunlar ne olabilir?
OZON TEDAVİSİ:
Ağrı kesici ve anti inflamatuar etkinliği yüksek olan ve ilaç içermediği için yan etki oluşma ihtimali oldukça düşük bir uygulamadır. Diğer tedavilerle kombine edilerek yada tek başına Kireçlenmeler (diz, kalça, bel osteoartiriti vb) , yumuşak doku yaralanmaları , tendinitlerde (Lateral epikondilit, de quarvian vb), bel boyun ağrıları ( kas spazmı, bel-boyun fıtıkları- spondilozlar vb) gibi geniş kullanım alanı ile ilgili bölgeye lokal veya sistemik uygulama ile kombine edilebilir.

Özellikle majör ozon uygulaması otoimmün hastalıkların (diabet, iltahaplı romatizma , MS, Parkinson)  da semptomlarından olan genel vücut ağrısı- yorgunluk şikayetlerinde çok etkindir. Bağışıklık sistemini güçlendirir, anti aging etkilidir.  

PRP (Platelet Rich Plazma – Trombositten zengin plazma) 
PRP tedavisi kişinin kendi kanından bazı özel işlemlerle elde edilen  plazma ile yavaşlayan hücre yenilenmesinin yeniden sağlanır. PRP tedavisiyle ortopedik rahatsızlıkların yanısıra cilt gençleştirme, saç dökülmesi  tedavisinde de kullanılmaktadır. Kişinin kendi kanından hazırlandığı için yan etki oluşturmaz. Ancak uygulama sonrası 1-2 gün uygulama bölgesinde hafif ağrı olabilir. 

AKAPUNKTUR TEDAVİSİ 
Akupunktur tedavisi, vücudun belirli noktalarına ve kaslara, çok ince yapıda özel iğnelerin batırılması ile uygulanan ve tamamen kişiye, kişinin hastalığına özel bir tedavidir. Hasta doktor tarafından değerlendirildikten sonra yine doktor tarafından uygulanır. Sadece ağrıyan bölgeye değil ağrı sebebine de yönelik uygulanmalıdır. 

ALGOLOJİK ENJEKSİYONLAR 

Eklem Ağrıları:
Yaşla birlikte ortaya çıkan kireçlenme olarak bilinen dejeneratif değişiklikler ,travmalar, spora bağlı yoğun kullanım sonucu eklem kıkırdağında ve eklem içi-çevresi yapılarda ( bağlarda ve- veya kıkırdak dokuda) oluşan hasar ağrı, hareket kısıtlılığı zaman zaman şişlik yaratarak yaşam kalitesini bozar. Muayene sonrası hastanın hastalığına uygun olarak seçilen tedavi yöntemi ( sinir bloğu, nöralterapi , proloterapi, ozon ya da hyaluronik asit enjeksiyonu vb ) ile hastaya USG eşliğinde görüntüleme ile tedavi edici enjeksiyonu uygulanır. 

Topuk Dikeni- Plantar Fasiit:
Günün ilk adımları ağrılıysa dikkat!
Ayağında şekil bozukluğu olanlarda, kilolu kişilerde, uzun süre sert zeminde ve evde yalınayak yürüyenlerde sıklıkla görülen topuk dikeni, tedavi edilmediği takdirde günlük hayatı önemli ölçüde olumsuz etkiler. Ayak tabanında taş ya da çivi olduğu hissini veren bu rahatsızlıkta erken tanı ve tedavi ile şikayetler ciddi oranda azalıyor. Topuk dikeninin; düztabanlarda, kilolu kişilerde ve topuklu ayakkabı kullananlarda daha sık görülür. Hatta topuk ağrısı çeken hastada röntgende topuk dikeni görülmeyebilir veya topuk dikeni olan bir kişi hiç topuk ağrısı duymayabilir. Bu durumda  ağrının sebebi ”Plantar Fasiit”tir. Yani ayak tabanını ve ayak kavsini destekleyen bağ dokusunun rahatsızlığıdır. Tedavisinde PRP ve ya CGF enjeksiyonları (15 gün ara ile 2 seans) , Proloterapi(4-5 seans)   uygulanabilir . Ayrıca çok büyük topuk dikeni olup ameliyat olmak istemeyen hastalarda hyaluronik asit enjeksiyonu  ile kemik çıkıntının etrafı çevrelenir ve kişinin şikayetlerinde tama yakın düzelme sağlanır. 

Miyofasiyal Ağrı Sendromu (Kas Spazmı- Kulunç):
Bölgesel (sırt- bel -boyun vb)  bir veya birkaç kas grubunda saptanan tetik noktalar ve bu noktaların palpasyonu ile ortaya çıkan yansıyan ağrı tablosu ile karakterize yumuşak doku romatizması (eklem dışı romatizma) veya bölgesel ağrı sendromudur. Tedavisinde FTR uygulmaları yanında doktor muayenesi sonrasında tetik nokta enjeksiyonu, akapunktur, nöral terapi ve ozon enjeksiyonlarından fayda görür. Sonrasında ağrının tekrarlamamsı için hastaya verilecek broşürlerle düzenli germe egzersizi yapması önerilir. 

Tenisçi Dirseği (lateral epikondilit) : 
Halk arasında Tenisçi Dirseği olarak bilinen Lateral Epikondilit aslında nadiren tenisçilerde görülmektedir. Daha çok masa başı işler olan marangozluk, makine işi gibi kol kaslarını zorlayan meslek gruplarında yaygın görülen bir hastalıktır. El ve el bileğinin aşırı kullanımı sonucunda ön kol kaslarının gerilimi ile ortaya çıkmaktadır. Ağızdan ilaç tedavisine rağmen şikayetleri geçmeyen dirençli ağrılarda mutlaka görüntüleme yapmak ve uygulanacak tedaviyi görüntüleme eşilğinde yapmak gereklidir. Çünkü kasın kemiğe yapıştığı yerde minik başlayıp büyüyebilen yırtıklar olabilir. Bu durumda kortizon bu bölgeye kesinlikle zarar verir . PRP- CGF uygulamaları özellikle yırtıklarda olan ve ya kronik durumlarda  başırılı sonuçlar sağlar.  
Bel ve Boyun Ağrıları: 
Boyun ve Bel ağrılarının aslında çok az kısmı disk hernilerine (fıtık) bağlıdır. Daha çok omur eklemlerinde kireçlenme ve /veya kas spazmına bağlıdır. Yada Kasların üzerini saran zar(fasia ) ile ilgili problemler olabilir. Uzman doktor tarafından değerlendirilip ağrının kaynağı belirlendikten sonra çok çeşitli tedavi yöntemleri ile hastalarımız başarı ile tedavi edilir. Önemli olan nedeni belirlemek ve bun nedene yönelik tedavi uygulamaktır.

CGF (KONSANTRE BÜYÜME FAKTÖRÜ) - CD34  
Akıllı PRP Nedir?

Günümüzde çok yaygın olarak  kullanılan PRP “Büyüme Faktörleri- (Growth Faktörler)” tedavisinin yerini artık, çok daha yoğun “Büyüme Faktörleri ve Kök hücre” içeren CGF-CD34 (Concentrated Growth Factor - Konsantre Büyüme Faktörü) diğer ismi ile 2. Jenerasyon Platelet Konsantresi tedavisi almaya başlamıştır.
PRP yönteminde  kandaki pıhtılaşma hücreleri olan Trombosit (Platelet) hücreleri özel yöntemler ile ayrıştırılıp aktive (içlerindeki büyüme faktörleri açığa çıkarılır) edildikten sonra kullanılmaktaydı. CGF-CD34 tedavi yönteminde ise farklı aktivasyon işlemleri ile çok daha yoğun (konsantre) büyüme faktörü ve hematopoetik (kan oluşturan) kök hücre (CD-34) (embriyonik kök hücrelerle aynı değildirler fakat tüm kan hücrelerine  dönüşebilecek ve immün sistem hücrelerini oluşturan, multipotent  özellikte hücrelerdir) içeren plazma sıvısı elde edilmektedir. Çalışmalarda CGF-CD34 tedavisinin PRP den daha etkili bir tedavi yöntemi olduğu gözlenmiştir.

Normalde herhangi bir yaralanma olduğu zaman yaralanma bölgesine ilk göç eden hücreler platelet (trombosit) dediğimiz pıhtılaşma hücreleridir. Bu pıhtılaşma hücreleri o bölgeye gittiklerine kümelenmeler oluştururlar, sonrasında ise içerdikleri büyüme faktörlerini ortama salarak doku tamir mekanizmalarını harekete geçirirler.
PRP tedavileri de  bu doğal mekanizmadan esinlenilerek geliştirilmiştir, ve kandaki CGF-CD34 tekniği ise bu yöntemi bir üst basamağa taşıyan  hem büyüme faktörleri hem de kök hücre ihtiva eden yeni nesil PRP yöntemidir.

CGF-CD34 nedir, nasıl elde edilir ve ne işe yarar?
-CGF-CD34: Kişinin kendisinden alınan kanın santrifüj işlemi ile bileşenlerine ayrılmasından sonra elde edilir.
 Eklem problemleri (meniskopati , omuz tendon yırtıkları, kalça pronblemleri) ve tendinitlerde , tenisçi dirseğinde vb durumlarda sıkça kullandığımız ve başarılı sonuçlar aldığımız bir uygulamadır. Yaşlanma karşıtı uygulamalarda ve saç dökülmesinde  de çok başarılıdır. CGF-CD34 ile yapılan anti-aging uygulamasındaki amaç ise;  derimizi gençleştirmeye yönelik uygulamalarda aslında vücudumuzun bir yarayı iyileştirirken yaptıklarını taklit etmeye çalışırız. Bu süreçte deriye yönelmeyen bu tamir hücrelerini yoğun bir şekilde cilt altına veririz.


PRP (trombositten zengin plazma), CGF (Hücre Büyüme Faktörü)
kendi kanınızdan sağlanan  yenilenmesi ve büyüme faktörleri ile  tedavi
Kullanıldığı alanlar; diz kireçlenmesi,omuz kas yırtığı, menisküs hasarı , ön çapraz bağ yırtığı, aşil tendiniti,  tenisçi ve golfçü dirseği ve topuk dikeni, spor yaralanmaları ,  fibromyalji  
Kök hücre
Kemik iliği veya yağ dokusundan hazırlanan kök hücreler, iyileşmesinin istendiği hasarlı bölgeye enjekte edilir. Eklem kıkırdağının veya tendonunun hasar görmesi durumunda, kök hücrelere kollajen veya hyaluronik asit bazlı taşıyıcılar ile hedeflenen etkiler sağlanır, böylece sadece hasarlı bölgeye etki ederler.  Cilt gençleştirmede de kullandığımız başarılı bir uygulamadır. Bu işlem 10-15 dakika boyunca anestezi altında gerçekleştirilir. Kök hücre kişinin kendi hücreleri olduğu için tedavinin amacı dokunun kendisini iyileştirmek ve yenilemektir. Hiçbir yan etkisi yoktur. İşlem sonrasında kişi günlük hayatına dönebilir. Dinlenme süresi yoktur.

Nöralterapi
Lokal anestezikler kullanılarak yapılan regülasyon tedavisidir. Vücudun otonom sinir sistemindeki dengesizliğini yeniden düzenler. Tekrarlayan boyun, sırt veya bel ağrılarının nedeni iç organlarımızdan gelen sinyaller olabilir. Bu mesaja nöralterapi ile tedavi edilir. Nöralterapi birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.
Baş ağrısı, baş dönmesi, migren, kulak çınlaması, diş sıkma-gıcırdatma, yüz felci. Boyun ve bel fıtığına bağlı ağrılar.
•    Sindirim sistemi hastalıkları.
•    Fibromiyalji.
•    Eklem ağrıları.
•    ZONA sonrası ağrı 
•    Kas-iskelet sisteminde akut ve kronik ağrı durumları.
•    Kısırlık tedavisi.

Migren Tedavisi için Botoks

Yaşam kalitesini etkileyen migren hastalığının tedavisinde botoks sıkça  tercih edilmektedir. Migren botoks tedavisi ile kronik baş ağrıları da ortadan kaldırılmaktadır. Bu uygulamanın ağrıya neden olan sinirleri etkilediği bilinmektedir. Yani ağrıya neden olan bu sinirlerden salınan kimyasal maddelerdir. Botoks ile bu salınımları azaltmak mümkündür. Botoks herkese uygulanamaz. Kronik baş ağrılarının botoks ile tedavisi hastalar için bir umuttur. Ancak hamilelerde,kas hastalığı gibi otoimmün hastalığı olan bazı hastalarda  uygulanmaz. Daha ayrıntılı bilgi için ve  botoks için uygun olup olmadığınızı öğrenmek için doktorunuza başvurun.

KARPAL TÜNEL SENDROMU
El  bileğinde  ele giden tendonlar ve sinirin (median sinir) olduğu boşlukta çeşitli nedenlerle basınç artması sonucu median sinirin bası altında kalmasıyla gelişen bir hastalıktır. Bası sonucu  sinirin beslediği alanlar olan ilk 3 parmakta uyuşukluk ileri evresinde de kas güçsüzlüğü ortaya çıkar. El bileğini çok hareket ettirerek çalışanlar, şeker hastaları , gebeler , iltahaplı romatizma hastalarında daha çok görülür. 

Tanısı EMG ile sinir iletimi değerlendirerek ya da USG de sinir çapını değerlendirerek konulabilir. 
Tedavisinde ; USG eşiliğinde hidrodiseksiyon , sonrasında atel ve gereğinde FTR uygulamaları ile tedavinin  tamamlanır. Şikayetler genelde 1-2 hafta içinde geriler. 
Her karpal tünel sendromunda hidrodiseksiyon enjeksiyonu yapılabilir mi ; ileri evre hastalarda başarı şansı düşüktür. Akademik çalışmalarda da hafif ve orta seviyeli hastalar üzerinde başarılı sonuçlar bildirilmiştir. Bu sebeple çok ilerlemeden doktorunuza başvurunuz ..